Sayfalar

6 Şubat 2014 Perşembe

Rekabet Kurumu'nun Ceza Yönetmeliği Değişiyor

Merhaba,

Rekabet Kurumu'nun ihlallere verdiği cezalarda esas aldığı ceza yönetmeliğinde değişikliğe gidiliyor. Bu değişiklik kapsamında yeni yönetmelik taslağı Rekabet Kurumu tarafından görüşe açıldı.

Bu çalışmada görüşe açılan taslak ile yürürlükte olan yönetmeliğin karşılaştırması incelenmiştir.



1-                  Kapsam
Taslakta dikkat çeken ilk değişiklik, 4 ve 6. maddeler bakımından uygulama bulabilen Yönetmelik için 1. maddeye 2. fıkra eklenerek yönetmelik hükümlerinin uygun olduğu ölçüde 7. madde (Birleşme ve Devralmalar) için de uygulanabileceği ifade edilmiştir.

2-                  Tanımlar
Kanunun 3. maddesinde bulunan tanımlar bölümü daraltılmıştır. Daha önce bulunan Diğer İhlaller, Kartel, Kurum ve Yıllık Gayri Safi Gelir tanımları çıkartılarak yalnızca Kanun, Kurul ve Pişmanlık Yönetmeliği tanımları yönetmelikte yer bulmuştur.

3-                  Temel Para Cezasına Esas Alınacak Tutar
Taslaktaki değişikliklerden biri temel para cezasına esas alınacak tutarda gerçekleşmiştir.
Bu konuyu düzenleyen 5. madde ihlale katılan teşebbüsün ihlal ile doğrudan veya dolaylı biçimde ilgili bulunan ilgili pazardaki cirosu esas alınacaktır. Burada “doğrudan veya dolaylı” ifadesinden ne anlaşılması gerektiği ise açık değildir. Kanaatimce “veya” yerine “ve” bağlacının kullanılması daha doğru olacaktır.
Taslak ile ilgili pazar cirosunun nasıl hesaplanacağına ilişkin de düzenleme getirilmiştir. 2010/4 sayılı Kuruma Bildirilecek Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ’in 8. maddesine atıf yapılarak cironun hesaplama yöntemi tespit edilmiştir.
Taslak ile getirilen bir diğer yenilik ise teşebbüs birlikleri tarafından gerçekleştirilen ihlallerin üyelerin faaliyetleri ile ilgili olması halinde, üyelerin ilgili pazar ciroları toplamının esas alınacağıdır. Zira ciro hesaplaması için atıf yapılan madde niteliği sebebiyle teşebbüs birliklerinin cirolarını düzenlememektedir.
Ayrıca, ihlalin gerçekleştiği pazarda faaliyeti olmamasına rağmen ihlale iştirak eden teşebbüslere de Kabahatler Kanununun iştirak halini düzenleyen 14. maddesi uygulanacaktır. Atıf yapılan madde, iştirak sıfatıyla ihlale ortak olanların da fail gibi cezalandırılmasını öngörüyor.

4-                  Temel Para Cezasının Tespiti
Temel para cezasında ihlalin ağırlığı ve süresi esas alınacak. Belki de daha şeffaf bir cezalandırma sistemine gidecek olan yolda ki ilk adımlar niteliğinde olan taslağın 6. maddesi ile cezaların nasıl verileceği adeta formülize edilmiştir.
Burada ihlalin sürdüğü yıl sayısı cezaya esas alınacak cironun takdiren %30’una kadar belirlenecek bir değişken ile çarpılacak. Yani ceza oranının %20 olarak tespit edilmesi halinde; 3 yıl süren bir ihlal için 3x%20 = %60 sonucu ile cezaya esas alınacak cironun %90’ı kadar para cezasına hükmedilebileceği anlaşılmaktadır. Hesaplamada 6 aya kadar olan süreler yarım yıl, 6 aydan 1 yıla kadar olan süreler ise 1 yıl olarak hesaplanacaktır. Yani 16 ay süren bir ihlal için 1,5 yıl, 22 ay süren bir ihlal için ise 2 yıl çarpanı esas alınacak ve bu sayılar cironun takdir edilecek bir oranı ile çarpılarak temel ceza tespit edilecek.
Ancak burada unutulmaması gereken nokta ise, verilecek cezanın hiçbir surette karardan bir önceki yıl gerçekleşen yıllık gayri safi gelirlerin %10’unu geçemeyeceğidir. Yani ceza üst sınırı korunmuştur.
Cezanın sübjektif çarpanı olarak nitelendirebileceğimiz yüzdelik kısım için 6. maddenin 2. fıkrasında rakipler arası fiyat tespiti, müşteri ve pazar paylaşımı, ihalelerde danışıklı teklif verme, arz miktarının kısılması, her türlü alım ve satım koşullarının belirlenmesi gibi ağır ihlallerde üst sınıra yakın bir oran tespit edileceği ön görülmüştür. Bu oran tespit edilirken piyasa gücü, ihlalin niteliği (tahminen kast-taksir ayrımına giderek), doğan veya doğabilecek zararların dikkate alınacağı belirtilmiştir.

5-                  Ağırlaştırıcı Unsurlar
Ağırlaştırıcı unsurların da niteliği değiştirilmiştir. Ağırlaştırıcı unsurlar için artık ihlalde lider, başlatıcı veya ihlal için diğer teşebbüsleri zorlayıcı konumda bulunmak veya Kurum’a sunulmuş taahhütlere uymamak aranmaktadır. Ağırlaştırıcı unsurlar her şekilde cezanın 1 katından daha fazla artışa neden olamaz.
Ayrıca, tekerrür hali ise eskisi gibi devam ettirilmekte olup, 8 yıllık bir sınır getirilmiştir.

6-                  Hafifletici Unsurlar
Taslağın 8. maddesinde 5 tane hafifletici unsur sayılmış olup, madde metninden bunların sınırlı sayı ilkesi kapsamında olmadığı anlaşılmaktadır. Bu unsurların her biri için 1/3’e kadar indirim öngörülmüş, ancak indirimlerin toplam oranının ¾’ü geçemeyeceği ifade edilmiştir.
Bu hafifletici unsurlar; yukarıda sayılmış olan ağır ihlaller hariç, inceleme başlatıldığından haberdar olunması üzerine ihlalin son erdirilmesi; pişmanlık yönetmeliği veya yasal yükümlülüğün ötesinde Kurul ile işbirliği yapılması; ortaya çıkan zararların kısmen veya tamamen tazmin edilmiş olması; ihlalin kamu kurumlarının teşviki ve zorlaması ile başlaması ve bir ihlale sınırlı olarak katılmış olmaktır.
Bu maddeden yine anlaşıldığı üzere, kamu kurumları tarafından zorlanma unsuru ancak indirim sebebi olabilmektedir. Bu hüküm her ne kadar idari işlemlere karşı dava açabilme hakkı olup da bunu kullanmayanlara karşı uygulanabilecek bir düzenleme gibi görünse de, madde metni itibariyle daha geniş kapsamlı yorumlanabilmeye müsaittir. Birçok kez tartışılmış olan kamu kurumlarının zorlaması ancak 1/3’e kadar bir indirim sağlayabilmekte olup, cezalandırılmayı önleyememektedir. Dolayısıyla teşebbüsün kusursuz kabul edilebileceği bu halde cezalandırılabildiğini görmekteyiz. Bu durum ABD’de gelişmiş olan Parker Bağışıklık Doktrinine aykırıdır. Ayrıca burada teşebbüsler, kurumlar arası (RK ile ilgili kamu kurumu) çatışmanın ortasında kalmaktadır.
İhlale katılımın sınırlı olması kısmından ise söz konusu teşebbüsün ihlalin bir parçası olmakla birlikte belli oranda rekabet de yaptığı, rekabet ortamını kendi açısından tamamen ortadan kaldırmadığı durum anlaşılmaktadır. Buradaki sınırlılık süre bağlamında olmayıp, ihlale kısa süre katılmış olmak zaten yeni ceza hesap formülünde daha az ceza almayı sağlayacak bir unsurdur.

7-                  Caydırıcılık ve Ödeme Güçlüğü
Cirosunun kayda değer kısmını başka pazarlardan elde eden teşebbüslerin aldığı cezalar, yeni sistem ile caydırıcılık unsuru taşımayan boyutlarda olabilir. Bu nedenle taslağın 9. maddesi caydırıcılığın sağlanması için Kurul’a sınırsız bir arttırma hakkı sunmaktadır. Taslağın bu haliyle kabul edilmesi halinde ise, 9. maddenin önünde yalnızca %10’luk genel sınırın bulunacağı ve “caydırıcılığın sağlanması” soyut kavramı ile yapılmış olan tüm şeffaflığın yok olabileceği görülmektedir. Kanaatimce bu hüküm getiriliş amacıyla yerinde olup, sınırının belirsiz olması ile endişe yaratmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasında ise ihlal nedeniyle elde edilen faydanın, verilen idari para cezasından fazla olması halinde “gereken hallerde” cezada artırım yapılabileceği ifade edilmekte olup, yine Kurum’a sınırsız ve soyut bir yetki tanınmıştır.

Taslağın 10. maddesi ise verilen idari para cezasının, teşebbüsün iktisadi faaliyetlerini sürdürebilmesini ciddi şekilde engelleyebileceği halleri düzenleyerek bir istisna getirmiştir. Buna göre ispat yükü teşebbüste olacak şekilde, talep üzerine cezada indirim yapılabileceği belirtilmiştir.