Sayfalar

6 Şubat 2014 Perşembe

AAD Kararı: Telefonica v. Commission (Taraf Ehliyeti)

İspanya, 2002 yılında vergi sisteminde bir değişikliğe giderek İspanyol şirketlerin, yabancı şirketleri devralmasına yönelik bazı uygulamaları yürürlüğe sokarak teşvik vermeye başlattı. Buna göre İspanyol olmayan şirketi satın alan teşebbüsler, belli şartlar altında 20 yıl boyunca bazı vergi yükümlülüklerinden kurtuluyorlardı. 2007 yılında AB Komisyonu uygulamanın, ortak pazara zarar verebilecek nitelikte devlet yardımı olup olmadığını tespit etmek amacıyla bir inceleme başlattı.


Komisyon 2009 yılında bu uygulamanın, ortak pazar içerisinde uyumsuzluğa sebep olan ve İspanyol şirketlerin rakiplerine göre rekabet gücünün artmasını sağlayan bir devlet yardımı olduğuna ve sona erdirilmesi ve şirketlere sağlanan faydaların geri alınması gerektiğine karar verdi.

2005 Çek Telekom’u ve 2006 yılında da O2’yi satın alan Telefonica, bu kararı mahkemeye taşıdı. Ancak genel mahkeme, Telefonica’nın bireysel menfaati ve korunmaya değer bir hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davayı usulî eksiklikten ötürü reddetti. Telefonica’da davayı Avrupa Adalet Divanı’na taşıdı. Telefonica yaptığı itirazda etkili bir hukuki koruma talep etme hakkının genel mahkeme tarafından ihlal edildiğini; genel mahkemenin ABİDA madde 263’ü (Bireysel Menfaat) yanlış yorumladığını ve söz konusu karara karşı dava açmakta doğrudan ve bireysel menfaati olduğunu ve karara karşı başka önlem olmadığını iddia etti.

ABİDA madde 263 (4)’e göre, gerçek veya hukuk kişileri kendilerine yöneltilen veya doğrudan ve bireysel menfaatlerini ihlal eden veya doğrudan menfaatlerini ihlal eden ve herhangi bir önlem içermeyen düzenlemelere karşı Avrupa Adalet Divanı’nda dava açabilirler.

AAD incelemeye ilk olarak 3. iddiayı inceleyerek başladı. İnceleme sonucunda da Telefonica’nın söz konusu karara karşı dava açabilmek için doğrudan bir menfaati olmadığını, kararın muhatabının İspanya Krallığı olduğuna hükmedildi. Bu bakımdan ABİDA 263(4)’ün son hükmü bakımından inceleme yapıldı (Karara karşı başka önlemin alınamaması). İspanya’nın sağladığı faydaları geri alabilmek amacıyla Telefonica’ya göndereceği ihbarnamenin de ulusal mahkemeler nezdinde bir iptal davasına konu olabileceği, dolayısıyla karara karşı başka önlemlerin de var olduğu gerekçesiyle 3. iddia reddedildi.

Ardından 2. iddiayı inceleyen Mahkeme, Telefonica’nın doğrudan ve bireysel bir menfaati olmadığına dolayısıyla genel mahkemenin bu konuda da haklı olduğuna hükmederek yine red kararı verdi.

Son olarak da Telefonica’nın birinci iddiasını inceleyen mahkeme, yukarıdaki sebeplerden ötürü genel mahkemenin verdiği red kararının doğru olduğu, bu nedenle Telefonica’nın etkili bir hukuki koruma talep etme hakkının ihlal edilmediği sonucuna vararak son iddiayı da reddetti.

Sonuç olarak tüm iddiaları reddeden Mahkeme, genel mahkemenin red kararının hukuka uygun olduğuna, başvurunun kabul edilebilirliğinin bulunmadığına ve Telefonica’nın tüm masrafları ödemesine karar verdi. Raportör de 21 Mart 2013 tarihinde Mahkeme’ye sunduğu raporunda aynı yönde görüş vermişti.


Kararın tam metnine BURADAN ulaşabilirsiniz.