Merhaba,
Geçtiğimiz
günlerde Rekabet Kurumu Başkanı tarafından 2014 yılı mesajı yayınlanmıştır.
Mesajda geçen
öne çıkan önemli konular sırasıyla şöyledir:
Tüketicinin korunması,
kamu ihaleleri, haksız rekabet ve devlet yardımlarının denetlenmesi konularının
da rekabet hukukunun bir parçası olarak kabul edilmesi dileği ile diğer
regülasyon kurumlarının RK ile daha uyumlu çalışması isteği öne çıkanlar
başlığı altında dolaylı olarak ima edilmiştir.
Verilen kararlarda
başta ilgili kanun ve diğer mevzuat olmak üzere dönemin rekabet ve hükümet
politikası ile akademik, medya ve sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin de
dikkate alındığı ve kararlar yorumlanırken bunların da göz önünde
bulundurulması gerektiği ifade edilmiştir.
Bugüne kadar 210
soruşturma dosyası tamamlanmış olup sırasıyla en çok soruşturma geçiren
alanlar, “Ulaştırma”, “Gıda, Tarım, Yiyecek ve İçecek”, “İnşaat Malzemeleri” ve
“İlaç, Sağlık Hizmet ve Ürünleri” olmuştur.
Geçtiğimiz yıl 21
dosyanın tamamlandığı ve hâlihazırda da 21 soruşturmanın devam ettiği ifade
edilmiş ve geçtiğimiz yıl RK tarafından 16 yılda kesilmiş toplam 900 milyon
TL’lik cezadan daha fazla cezanın kesildiği 1,1 milyar TL’lik 12 Banka
Soruşturmasına atıf yapılmıştır.
2014 yılı içerisinde
Motorlu Taşıtlara Yönelik Grup Muafiyeti Uygulamasının sonuçlarına ilişkin bir
sektör raporu yayınlanacağı ve yine bu yıl içerisinde elektrik, tv ve dijital
yayımcılık ve sinema hizmetleri piyasalarına ilişkin sektörel araştırmalar
başlatılacağı duyurulmuştur.
Kurul kararlarına
karşı alınan mahkeme kararlarına bir göndermede bulunulmuş ve kararların salt
hukuk ile değil de hukuk ve iktisat düzleminde değerlendirilmesi gerektiği, ikinci paragrafta belirtilen hususların da göz önünde bulundurulması gerektiği ve
gerekirse yargı organları ile ortak toplantılar ve eğitim programları
düzenleyebilecekleri ima edilmiştir. Ancak burada gözden kaçırılan bir husus vardır. Kararların değerlendirilmesi sırasında salt hukuk ile birlikte dönemin ekonomik şartları gibi unsurların da göz önünde bulundurulması, Kurum'un kanuniliğini de etkileyecektir. Zira, insanların hukuk kurallarından daha ötesi ile bağlanması söz konusu olacaktır ki bu kabul edilebilir bir sonuç doğurmayacaktır. Söz konusu unsurların salt hukuk kuralının uygulanması sırasında değil, ilgili hukuk kurallarının yazımı sırasında göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Geçtiğimiz yıl
yürürlüğe giren uygulamalar “özelleştirme ve uzmanlaşma anlaşmalarına ilişkin
tebliğler, pişmanlık kılavuzu ve yatay işbirliği anlaşmaları kılavuzu da dahil
5 kılavuz yayınlandığı bildirilmiştir.
Kanun yenileme
çalışmaları kapsamında De Minimis kuralının da artık mevzuata gireceği, taahhüt
ve uzlaşma müesseselerinin getirileceği ve birleşme ve devralmalara ilişkin
cezalardaki hakkaniyetsizliklerin giderileceği konularına değinilmiştir. Ayrıca
yerinde incelemelere dair bazı cezalardaki hakkaniyeti sağlamak için düzenleme
yapılması, Rekabet İstişare Konseyi’nin kurulması ve Kurumsal organizasyonun
Anayasa Mahkemesi kararlarına uygunluğunun sağlanması da yeni kanunun amaçları
arasındadır.
Rekabet Savunuculuğu
ile ilgili olarak çalışmaların da anlatıldığı mesajda, 2014 yılı içerisinde 6.
kez yayımlanacak olan Rekabet Mektubu’nun konusu Rekabetin Korunmasında ve
Geliştirilmesinde Meslek Örgütlerinin Rolü olarak belirlenmiştir. Özellikle
Teşebbüs Birlikleri ve sebep oldukları ihlaller açısından önemli olan bu konu,
eksikliklerin giderilmesini amacıyla seçilmiştir.
Bu yıl
yayımlanacak olan Üçüncü Rekabet Raporu’nun da “Rekabet Hukuku ve KOBİ” konulu
olduğu duyurulmuştur.
Son olarak sektörel
araştırmaların ve istatistiki çalışmaların önemine vurgu yapan başkan, tüm RK
kararlarının gözden geçirilip sayılarak planlı bir çalışma yapılacağının
sinyallerini vermiştir.
Bilginize