Merhaba,
İlaç sektöründe sıkça
yaşanan ve tartışmalı olan patent anlaşmaları konusunda bir ceza çıktı. Bu ceza
aslında meşru araçların kullanılmasının da bazen rekabet ihlallerine sebep
olabileceğini göstermektedir. Ceza ayrıca sahibine münhasır yetkiler veren
fikri mülkiyet hukuku ile münhasırlığı önleyerek, pazardaki teşebbüs sayısını
artırmayı amaçlayan rekabet hukukunun da çatışması üzerine kurulu.
AB Komisyonu Fransız Servier
ve beş jenerik ilaç üreticisine (Niche/Unichem,
Matrix –Şu anda Mylan’ın bir şirketi-, Teva, Krka ve Lupin),
Servier’in en çok satan ve perindopril etken maddesini içeren ilaçlarına
yönelik fiyat rekabetini önleyici bazı anlaşmalarda bulundukları gerekçesiyle
427,7 milyon Euro ceza kesti. Bu stratejisi doğrultusunda Servier, jenerik
rakipleri ile yaptığı teknoloji devralmaları ve bir dizi patent uzlaşmaları ile
pazardaki rakipleri dışarı atıp, jenerik ilaçların piyasaya çıkışını önledi.
Fransa’da tansiyon
hapları pazarında Etkin Piyasa Gücü’ne sahip (Düzenlenen piyasalarda hakim durumda bulunan işletmeci) şirket olan Servier’in bu konudaki patentinin
süresi 2003 yılında doldu. Bunun üzerine pazara jenerik ilaç üreticileri
girmeye başladı. Ancak Servier ikincil patentler(*) ve rakiplerinden
satın aldığı diğer patentler ile jenerik ilaçların piyasaya girmesinin önüne
geçti.
Bunun sonucunda da
jenerik ilaç firmaları için iki yol vardı. Ya korumasız teknolojilere yönelmek
ya da bu ikincil patentlere karşı hükümsüzlük davası açarak patentleri ortadan
kaldırmaya çalışacaklardı. Korumasız teknolojiler çok sınırlıydı ve bunların da
en önemlisini Servier 2004 yılında satın alarak, mevcut jenerik projelerinin
sonlandırılmasını sağladı.
Diğer yöntem olarak da
ikincil patentlere hükümsüzlük davaları açıldı. 2005-2007 arasında bu davaların
bir çoğu mahkeme süreci tamamlanmadan uzlaşma ile çözüldü. Ancak bu patent
uzlaşmalarının hukuki durumu hem ABD hem de AB rekabet hukukunda oldukça
tartışmalıdır. Bir patent davasının iki sonucu olur: Ya patent sahibi davayı
kazanır ya da dava sonucunda patentinin geçersiz olduğuna karar verilerek hem
davayı hem de patentini kaybeder. Bu riski almak istemeyen çoğu şirket,
özellikle de patentine çok da güvenmiyorsa patent davalarını uzlaşma ile çözer.
Örneğin, 100 milyon dolar getirisi olacak olan bir patente hükümsüzlük davası
açıldığı zaman, patentin iptalini göze alamayan şirket davayı açan ile masaya
oturur ve 10 milyon dolar ödeyerek bu davanın geri çekilmesini sağlar. Davayı
açan jenerik ilaç üreticisi de, davayı kazanarak piyasaya girişinin önü açılsa
dahi bu ilaçtan 15 milyon dolar kazanacağını, bu riski ve uğraşı üstlenmek
yerine 10 milyon dolara anlaşmayı kabul eder. Bu patent uzlaşmaları hukuken
taraflara tanınmış meşru bir yoldur. Ancak, rekabet hukuku açısından da
risklidir. ABD ve AB’de yapılan araştırmalara göre, patentin bitmesiyle
piyasaya jenerik ilaçların girmesi üzerine fiyatlar ortalama %90 düşmektedir.
Patent uzlaşmaları ile hükümsüzlük davasını kazanma ihtimali olan şirketler
dahi davasını geri çekmektedir. Bu da fiyatların düşmesini engeller. Bir hocamızın aktardığı verilere göre de tescil sırasında çok detaylı bir incelemeden geçirilmeyen ikincil patentlere karşı açılan hükümsüzlük davalarının %60'ından fazlası olumlu sonuçlanmaktadır. Yani aslında ikincil patente karşı açtığı davayı %60 ihtimalle kazanacak olan küçük şirket, bunun yerine "uzlaşma" adı altında büyük rakibinden bir miktar ücret alarak pazardan çıkıyor.
Dolayısıyla patent
anlaşmaları bazı durumlarda aslında rekabeti engelleyici anlaşmalara
dönüşmektedir. Servier bu ilaç için en az beş şirket ile uzlaşmaya gitmiş
ve onlarca milyon Euro ödeme yapmıştır. Bu ödemelerin dışında bir şirkete de AB
pazarındaki davayı çekmesi karşılığında 7 ülkede geçerli bir patentini
vermiştir. AB Komisyonu da bunların maksadını aşan uzlaşmalar olduğuna,
bunların birer uzlaşma değil pazardan çıkış ödemesi olduğuna, patent takasının
açıkça bir pazar paylaşma olduğuna hükmetmiştir.
Bu nedenle yapılmış olan
herbir patent uzlaşma anlaşmasını rekabeti sınırlayıcı anlaşma olarak
nitelendiren Komisyon, mezkûr 5 jenerik ilaç şirketine ABİDA’nın 101. maddesi
(Krş. RKHK madde 4) kapsamında 8 ila 40 milyon Euro değerinde toplamda 96,7 milyon
Euro; Servier ve bağlı şirketleri Les Laboratoires Servier, Servier
Laboratories Limited ve Biogaran’a da ABİDA’nın 101 ve 102.
maddeleri (Krş. RKHK madde 6) kapsamında 331 milyon Euro Servier’e olmak üzere
toplamda 9 şirkete 427,7 milyon Euro ceza kesmiştir.
Bilginize
(*) İkincil patent:
Bir teknolojiye dair patentin süresi dolmak üzereyken, bu teknolojinin
üretilmesine yönelik olarak –genellikle üretim süreci, üretim bandındaki
sıralama gibi ufak değişiklikler ile- alınan yeni patentlerdir. Bu sayede
patent sahibi, icadını asıl patent kadar olmasa da bir miktar daha koruma
imkanına kavuşur. Ancak bu ikincil patentler genelde yenilik içermediği için
açılacak bir dava ile geçersiz kılınabilmektedir. Bu tip patentlerin
hükümsüzlük tespit oranı hatırı sayılır seviyelerdedir.