Sayfalar

12 Ağustos 2014 Salı

Patent Uzlaşmaları Üzerine

Merhaba,
İlaç sektöründe sıkça yaşanan ve tartışmalı olan patent anlaşmaları konusunda bir ceza çıktı. Bu ceza aslında meşru araçların kullanılmasının da bazen rekabet ihlallerine sebep olabileceğini göstermektedir. Ceza ayrıca sahibine münhasır yetkiler veren fikri mülkiyet hukuku ile münhasırlığı önleyerek, pazardaki teşebbüs sayısını artırmayı amaçlayan rekabet hukukunun da çatışması üzerine kurulu.
AB Komisyonu Fransız Servier ve beş jenerik ilaç üreticisine (Niche/Unichem, Matrix –Şu anda Mylan’ın bir şirketi-, Teva, Krka ve Lupin), Servier’in en çok satan ve perindopril etken maddesini içeren ilaçlarına yönelik fiyat rekabetini önleyici bazı anlaşmalarda bulundukları gerekçesiyle 427,7 milyon Euro ceza kesti. Bu stratejisi doğrultusunda Servier, jenerik rakipleri ile yaptığı teknoloji devralmaları ve bir dizi patent uzlaşmaları ile pazardaki rakipleri dışarı atıp, jenerik ilaçların piyasaya çıkışını önledi.

Fransa’da tansiyon hapları pazarında Etkin Piyasa Gücü’ne sahip (Düzenlenen piyasalarda hakim durumda bulunan işletmeci) şirket olan Servier’in bu konudaki patentinin süresi 2003 yılında doldu. Bunun üzerine pazara jenerik ilaç üreticileri girmeye başladı. Ancak Servier ikincil patentler(*) ve rakiplerinden satın aldığı diğer patentler ile jenerik ilaçların piyasaya girmesinin önüne geçti.
Bunun sonucunda da jenerik ilaç firmaları için iki yol vardı. Ya korumasız teknolojilere yönelmek ya da bu ikincil patentlere karşı hükümsüzlük davası açarak patentleri ortadan kaldırmaya çalışacaklardı. Korumasız teknolojiler çok sınırlıydı ve bunların da en önemlisini Servier 2004 yılında satın alarak, mevcut jenerik projelerinin sonlandırılmasını sağladı.
Diğer yöntem olarak da ikincil patentlere hükümsüzlük davaları açıldı. 2005-2007 arasında bu davaların bir çoğu mahkeme süreci tamamlanmadan uzlaşma ile çözüldü. Ancak bu patent uzlaşmalarının hukuki durumu hem ABD hem de AB rekabet hukukunda oldukça tartışmalıdır. Bir patent davasının iki sonucu olur: Ya patent sahibi davayı kazanır ya da dava sonucunda patentinin geçersiz olduğuna karar verilerek hem davayı hem de patentini kaybeder. Bu riski almak istemeyen çoğu şirket, özellikle de patentine çok da güvenmiyorsa patent davalarını uzlaşma ile çözer. Örneğin, 100 milyon dolar getirisi olacak olan bir patente hükümsüzlük davası açıldığı zaman, patentin iptalini göze alamayan şirket davayı açan ile masaya oturur ve 10 milyon dolar ödeyerek bu davanın geri çekilmesini sağlar. Davayı açan jenerik ilaç üreticisi de, davayı kazanarak piyasaya girişinin önü açılsa dahi bu ilaçtan 15 milyon dolar kazanacağını, bu riski ve uğraşı üstlenmek yerine 10 milyon dolara anlaşmayı kabul eder. Bu patent uzlaşmaları hukuken taraflara tanınmış meşru bir yoldur. Ancak, rekabet hukuku açısından da risklidir. ABD ve AB’de yapılan araştırmalara göre, patentin bitmesiyle piyasaya jenerik ilaçların girmesi üzerine fiyatlar ortalama %90 düşmektedir. Patent uzlaşmaları ile hükümsüzlük davasını kazanma ihtimali olan şirketler dahi davasını geri çekmektedir. Bu da fiyatların düşmesini engeller. Bir hocamızın aktardığı verilere göre de tescil sırasında çok detaylı bir incelemeden geçirilmeyen ikincil patentlere karşı açılan hükümsüzlük davalarının %60'ından fazlası olumlu sonuçlanmaktadır. Yani aslında ikincil patente karşı açtığı davayı %60 ihtimalle kazanacak olan küçük şirket, bunun yerine "uzlaşma" adı altında büyük rakibinden bir miktar ücret alarak pazardan çıkıyor.
Dolayısıyla patent anlaşmaları bazı durumlarda aslında rekabeti engelleyici anlaşmalara dönüşmektedir.  Servier bu ilaç için en az beş şirket ile uzlaşmaya gitmiş ve onlarca milyon Euro ödeme yapmıştır. Bu ödemelerin dışında bir şirkete de AB pazarındaki davayı çekmesi karşılığında 7 ülkede geçerli bir patentini vermiştir. AB Komisyonu da bunların maksadını aşan uzlaşmalar olduğuna, bunların birer uzlaşma değil pazardan çıkış ödemesi olduğuna, patent takasının açıkça bir pazar paylaşma olduğuna hükmetmiştir.
Bu nedenle yapılmış olan herbir patent uzlaşma anlaşmasını rekabeti sınırlayıcı anlaşma olarak nitelendiren Komisyon, mezkûr 5 jenerik ilaç şirketine ABİDA’nın 101. maddesi (Krş. RKHK madde 4) kapsamında 8 ila 40 milyon Euro değerinde toplamda 96,7 milyon Euro; Servier ve bağlı şirketleri Les Laboratoires Servier, Servier Laboratories Limited ve Biogaran’a da ABİDA’nın 101 ve 102. maddeleri (Krş. RKHK madde 6) kapsamında 331 milyon Euro Servier’e olmak üzere toplamda 9 şirkete 427,7 milyon Euro ceza kesmiştir.
Bilginize


(*) İkincil patent: Bir teknolojiye dair patentin süresi dolmak üzereyken, bu teknolojinin üretilmesine yönelik olarak –genellikle üretim süreci, üretim bandındaki sıralama gibi ufak değişiklikler ile- alınan yeni patentlerdir. Bu sayede patent sahibi, icadını asıl patent kadar olmasa da bir miktar daha koruma imkanına kavuşur. Ancak bu ikincil patentler genelde yenilik içermediği için açılacak bir dava ile geçersiz kılınabilmektedir. Bu tip patentlerin hükümsüzlük tespit oranı hatırı sayılır seviyelerdedir.